Bu elinizde tuttuğunuz
kağıda hepimizin bildiği üzere fanzin denir. Fanzin, dilimize İngilizcedeki
“Fanatic” ve “magazine” kelimelerinin ilk ve son harflerinden girmiştir. Bu
kelime amacımızın çekirdeğini oluşturuyor. Bizim umudumuz ve amacımız da bu.
Benim de birkaç hafta öncesine kadar cahil olduğum bu konu, birkaçımızın iç
yaşantısında ve bakış açısında büyük değişimlere yol açacağına inanıyorum.
Bu fanzin yazılırken
birçok iç detay göz önünde bulunduruldu. Burada yazısı bulunan hiç kimse
birbirini tanımıyor. Evet, bu konuda biraz sorun yaşıyoruz. Kimlik sorunlarımız
var. Hiç kimse bizi bilsin istemiyoruz (şimdilik). Bunun yanında kimse bize
yazı getirsin de istemiyoruz. Zaten yeterince iyi yazıyorsa biz onu buluruz! Amacımız
sadece ve sadece etrafımızda olan olaylara biraz farklı açılardan bakmak.
Söyleyemediklerimizi, söyleyemediklerinizi söylemek. Saklanmamız korktuğumuzdan
değil, çekindiğimizden değil, sadece okulun hoşgörü seviyesinin bunu
kaldıramayacağını bildiğimizden.
Evet, bu elinizde
tuttuğunuz kağıt bir “Mesele” ama bizim için değil, sizin için de değil. Sadece
onlar için, bu fanzinden rahatsız olanlar için. Bu kabullenilmesi gereken bir
gerçek. Bu fanzini eline alıp kabullenmeyenlerde var. Eline bir kalem alıp sevmediği
yerlerin altını çizenler var. Buna rağmen cevap verememenin hüznünü yaşıyorlar.
Biliyoruz ki, onlara yazı yazdıranlar cevap verme hakkı için onlara yazı
yazdırmıyorlar. Bulmaca-bilmece, espri ya da “Bunları Biliyor muydunuz?”
köşesinden onlara yer kalırsa eminim onlarda yazacaklar. Bunun yanında “Bu
nedir?” diye kırmızı sandalyesinde düşünenlerde var. Tabii ki biz bunlara karşı
tüm gizliliğimizi koruyoruz.
“Allah korusun!”
arkadaşımızın birisi tekerin altında kalır, birden acil tören alarmı verilir,
odalarda teke tek toplantılar olur, saçı olmayan hocamız bize edebiyat nutku
çeker, tabii akıl “rehber”imizin bunlardan haberi bile olmaz, ama en büyük
korkumuz birisinin yönetmelikte idam cezasını bulması.
Allahaısmarladık
Brezhna
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder